KAAN KURAL RÖPORTAJI
- burakkavuncu
- 15 Oca 2019
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 23 Oca 2019
Türkiye'de basketbolun duayen isimlerinden Kaan Kural ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Kaan Kural ile ilgili bilmediğiniz tüm detayları gözler önüne serdiğimiz röportajımız işte sizlerle...

Kaan bey, Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası ilişkiler ve Siyaset bölümünü bitirdiniz fakat bugün baktığımız zaman medya sektöründe çalışıyorsunuz. Bize biraz bu süreçten bahseder misiniz ?
Aslında biraz tesadüf oldu diyebilirim. Ben Boğaziçi üniversitesindeyken spor kulübündeydim ve spor kulübünün dergisine küçük yazılar yazıyordum. Tam ben mezun olduğum sırada Fast Break dergisini Sabah grubu satın aldı. Sabah grubu bu dergi için bir ekip kurmaya karar vermişler. O sırada Yeni Yüzyıl'dan ( gene sabah grubunun bir gazetesi olan ) spor müdürü Yiğiter Uluğ da dergiye sadece basketbol ile çok yakından ilgilenen birini arıyordu. Gazetecilikten mezun olan pek çok insan olmasına rağmen ülkenin şartları gereği buna çok uygun biri olmadığı için benim yazılarımı okuyormuş. Özellikle NBA ile ilgilendiğim için benimle tanışmak istemiş. Ben de tam bu sıralarda yeni mezun olmuştum ve iş arıyordum. Oturduk ve konuştuk. Bana iş teklif etti. Yazı işleri müdürü olur musun ? dedi. Hiç unutmuyorum bende şey demiştim. Ağabey, ben yazı işleri müdürü ne iş yapar onu bile bilmiyorum dedim (gülüyor). O da 3 ay zorlanırsın sonra zaten anlarsın dedi. Böyle oldu sektöre girişim...
Tvibu Spor'da çalışıyorsunuz. Socrates dergide yazıyorsunuz. Redbull sitesi için yine yazılarınız mevcut. Potacastleriniz var. Amerikan mutfak için çekimleriniz oluyor. League of legends'da anlatıyorsunuz. Bu sizin için elbette bir zevk ama yorucu bir yanı da var diye düşünüyorum. Nasıl ayarlıyorsunuz bu süreci ?
Vallahi tabi ki yorucu ama eğer iyi bir zaman yönetimi yaparsan o kadar da zor değil. Her işin zor tarafı var. Benim bütün işlerim birbirleri ile bağlantılı olduğu için aslında birine çalıştığım zaman hepsine yönelmiş oluyorum. Dolayısıyla biraz yorucu ama öyle aman aman da zorlamıyor.
Orkun Çolakoğlu ile potacast yapıyorsunuz. Oldukça da uyumlu bir ikilisiniz aynı zamanda. Özelikle gençler okulda, iş yerlerinde, yolculuk sırasında veya dışarıda sizi dinleyebiliyor. Bu insanlar için çok büyük rahatlık oluyor. Bu fikir nasıl ortaya çıktı ?
Dünyada yeni yeni gelişen bir şey aslında bu. Nasıl ki artık televizyon programları yerine dijitallleşen platformlar, youtube kanalları ve hazır görüntüler izleniyorsa radyo programları da potacast'e dönmeye başladı. Bizde spesific bir konuda program yapıyoruz. Bizi dinlemek isteyen insanlar da sadece canlı belirli bir saatte değil istedikleri an dinleyebiliyorlar. Dünyada potacast'ler yükselirken, biz de işte tam bu NBA Lockout döneminde hadi bizde potacast'e başlayalım dedik ve keyifli bir şekilde devam ediyoruz...

Yıllar önce NTV'de Murat Muratanoğlu ve Murat Kosova ile birlikte NBA Stüdyo programınız vardı. Bu program çok sevildi. İşin sırrı neydi ?
Biz çok samimi bir program yapmaya çalıştık ve genelde Türkiye'de spor programları çok gfazla magazine ve tartışmaya dayalı. Biz daha çok bilgiye dayalı ve keyif odaklı bir program yaptık. Açıkçası türünün ilk örneği olması ile de alakalı. Türünde ilk olduğu içinde çok dikkat çekti...
İnsanlar sizi daha çok spor yazarı ve yorumcusu olarak tanıyorlar. Fakat arada Lise Defteri ve Acemi Cadı gibi küçük dizi kaçamakları da yaptınız. Bu süreç nasıl başladı ? Nasıl bir histi oyunculuk ?
Aslında tam oyuncu değilim ben. Basketbol yazarı ve yorumcusu olduğum için dizide de bir basketbol figürü olarak yer aldım. Tam olarak oyunculuk değildi aslında. Yemeğin içindeki baharat gibi diyebilirim.
Zor muydu oyunculuk ?
Ben beceremedim onu biliyorum ( Gülüyor).
Spor endüstrisi artık globalleşti. Büyük bir ekonomi var bu işin içinde. Fakat bizim ülkemizi ele alırsak spor yayıncılığının çok da iyi olmadığı fikrindeyim. Geçtiğimiz günlerde NTV Spor'un da kapandığını biliyoruz. Spor endüstrisi bu kadar yükselirken, spor yayıncılığının düşüşe geçmesi sizce nasıl bir orantı ?
Yayıncılık bizde düşüyor. Bizde ekonomik olarak her şey düşüyor. Yakında spor kulüplerinin de daha düşük gelirler üzerinden işi yürüteceğini göreceğiz. Ayrıca bizde spor yayıncılığı çok fazla negatif duygu, çok fazla tartışma ve çok fazla tatsızlık üzerine kurulduğu için pek çok marka da buraya ekonomik yatırım yapmak istemiyor. Büyük markalar, bu kadar tartışmanın bu kadar kutuplaşmanın olduğu yerde pek olmak istemiyorlar. Zaten bu kadar kutuplaşmanın olduğu bir yerde ekonomik olarak büyümek çok zor. Bizim önce spor dünyamızı temizlememiz lazım ondan sonra gelirlerimizi arttırmaya bakarız. Karşındaki yücelmeden sende yücelemezsin. Bizim bunu anlamamız gerekiyor. Mesela avrupa bunu geç de olsa anladı. Yani bugün Real Madrid şampiyon olduğu zaman ilk tebrik edenlerden biri Barcelona oluyor. Bundan 5 sene bunu düşünemezdiniz. Onlarda bunun farkına vardı...

Şimdi de dijital ortama gelelim. Oyunlarla aranız nasıl ? League of Legends oynuyorsunuz. Bu serüven nasıl gerçekleşti ?
Ben eskiden beri çok gamerım. Oyun oynamayı çok severim. Bundan 3 sene önce LOL yayınlarından bir teklif geldi. Yani ben profesyonel yorumcuyum sonuçta ve basketbol anlatmaktan pek bir farkı yok benim için. Bir süre zaman istedim kendimi geliştirmek için ondan sonra teklifi kabul ettim. NTV'den D-Smart'a geçmiştim oradan da Tvibu'ya geçtim. Tıpkı bunun gibi...
Amerikan basketbol sistemine baktığımız zaman bir gün Avrupa basketbolunun da benzer sisteme geçebileceğini düşünüyor musunuz ?
Çok zor. Bunun 2 tane temel sebebi var. Birincisi, amerikan ekonomisi ve amerikan spor ekonomisi çok büyük. Avrupa'nın bir değil onlarca katı büyük. Bu da doğal olarak sadece oyuncu ücretleri değil, bütün organizasyonu çok zenginleştiriyor. Salonların kalitesinden, devre arası eğlencelerine, yayıncılık kalitesine her şey en üst kalitede ve en üst düzey organizasyonel detaylarda kusursuzluk var. İkincisi ise, oradaki hukuki çatı, bütün NBA'yi kapsayan çatı onları yekpare bir kurallar bütünü yapmasını sağlıyor. Avrupa da bunu yapmak çok daha zor çünkü ülkeler arası kurallar farklı olduğundan dolayı draft sistemi veya ücret tabanı sistemi ki fifa çok yapmaya çalışıyor bu ücret tabanı sistemini fakat yapamıyor çünkü bunun hukuki altyapısı yok ama amerika'da hukuki altyapısı var...
Comments